5 Ocak 2010 Salı

"Ezel"i senaryo takıntıları...

Osman Sınav’ın “Deli Yürek” adlı mafya dizisiyle piyasaya adım atan ve Türk televizyonlarında yeni bir çığır açan Kenan İmirzalıoğlu, son günlerde “Ezel” adlı diziyle ortalığı kasıp kavuruyor. Hikâye, “intikam”ın soğuk yenmesi gerektiğini anlatan, bu intikamdan izleyicinin de kendine keyifli bir pay çıkartmasını sağlayan tipik bir Monte Kristo uyarlaması. Sezarın hakkı sezara, iyi de bir iş, Ay Yapım’ı kutlamak gerek. Ama geçen gün izlediğim bölümde senaristler öyle bir uçmuşlar ki, tarifi mümkün değil…

Ezel, Ramiz Dayı’dan Ali’nin infazını ertelemesini istiyor. Yanında deşifre olmuş Tevfik’le kaçan Ali, Bulgaristan’a yola çıkmak üzere trene biniyor. Bu arada bütün parasını da kaçarken Sirkeci’nin göbeğinde bıraktığı Hummer’ında unutuyor. İstasyondaki çember “bir şekilde” kırılıyor ve Ali trene biniyor, ardından güç bela da olsa Tevfik de treni yakalıyor.

Kompartımanda Bulgaristan hayalleri kurulurken telefon çalıyor ve en sevinçli anında Tevfik’e güvenen Ali, Tevfik’in aslında tetikçisi olduğunu anlıyor (İhanet no.2). Sonra Tevfik, yapamayacağını söyleyerek silahı Ali’ye vererek kendini vurmasını istiyor. Ali, Tevfik’e sarılıyor ve Bulgaristan’a gitmek yerine İstanbul’da kalmak ve Dayı’nın üstüne gitmeye karar veriyor. İşte şu kadarcık sahnede aklıma bir sürü soru geldi.

1 – Ali, Bulgaristan’a trenle gitmek konusunda niye bu kadar ısrarcı? Altında Hummer’ı var. Şuradan Bulgaristan arabayla 2 saat. Üstelik peşindekileri atlatma şansı da var. Bu tren istasyonu muhabbeti acayip zorlama geldi bana sizi bilmem ama…

2 – Tevfik, silahı Ali’ye doğrultup da sıkamayınca, “Kusura bakma abi yapamayacağım!” diyor. Kafasına silah dayalı olan Ali de “Ne kusuruna bakacağım oğlum” diye yanıtlıyor. Bu diyalog beni koparttı.

3 – Her şeyden işkillenen Ali, nedense Tevfik’İn bu ikinci ihanetini de görmezden geliyor. Aslında o karakterdeki Ali’nin yapması gereken silahı alıp Tevfik’in kafasına sıkmaktır. Senaristler, çok iyimser duygularla hareket etmişler gibi.

4 – Tamam Tevfik emri yerine getirmedi. Ali, yine kurtuldum zannetti, her şey Ezel’in oyunuydu. Amma, Ali nasıl oluyor da Bulgaristan hayallerinden vazgeçiyor. Ya Bulgaristan’a gitselerdi, Tevfik ne yapacaktı? Ali’nin İstanbul’da kalacağını Ezel nasıl tahmin ediyor? Müneccim mi bu herif?

5 – Emri yerine getiren Tevfik, üsse dönerken, vs. ne zaman Ramiz Dayı’yı görse Dayı adama üçüncü sınıf zenci muamelesi yapıyor. Adam emirleri yerine getirmekten başka ne yapıyor ki? Ramiz Dayı, biraz ayıp etmiyor mu?

Hadi gelin çıkın, işin içinden…

Hiç yorum yok: