20 Temmuz 2011 Çarşamba

Dilara Koçak’la zayıflamak (3)

Şakayla karışık, bugün itibariyle 4. Hafta geride kalıyor. Üç haftalık hâsılata baktığımda 7-7,5 kiloluk bir ağırlıktan kurtulduğumu görüyorum. Geçtiğimiz hafta başında Dilara Koçak, listemde birkaç önemli değişiklik yaptı. Öğleden sonra bir ara öğünüm, ½ simit ve 2 üçgen peynirim gitti. Kahvaltı ve öğlen menüsü arasındaki ara öğünde yer alan bir porsiyon meyveye de eyvallah dedik. Ayrıca öğlen menüsündeki et seçeneği de ortadan kalktı. Sanıyorum Dilara Koçak, beni yavaş yavaş daha az yemeye alıştırıyor. Aslında alıştım da sayılır. Geçen gün hanımın doğum gününde bir kaçamak yapayım dedim ve pastadan bir dilim aldım. İnanın daha önce dişimin kovuğuna bile gitmeyecek o pasta bana geceyi dar etti. Kıvrım kıvrım kıvrandım yatakta… Artık biraz fazla yemek bile çok rahatsız ediyor.

Diyete başladığımdan bu yana patatesi, özellikle kızartmasını ki deli gibi severim, hayatımdan çıkarttım. Bir başka sevdiğim şey olan pilav da geçmişte kaldı… Hele kolalı içeceklere el bile sürmüyorum. Bazen günde 2 litreyi bulan kola tüketimi artık bitti. Unuttum bu yiyeceklerin tatlarını… Diyet ayran, ya da şekersiz ve gazsız Uludağ limonata, ya da en iyisi su oluyor. Günde en az 2-2,5 litre su içmem gerekiyor ama 1,5 litre civarında içebiliyorum yalnızca…

Bugün yine tartı günü… Bakalım kilo verebilmiş miyim? Aslında bu hafta geçen haftalara kıyasla daha çok hareket ettim, yürüdüm…  Yol uzun adımlar küçük… Sabır, sabır, sabır!

28 Haziran 2011 Salı

Bugün Miraç Kandili… Peki, neden Kandil deniyor?


Oburluğumdan mıdır nedir, Kandil deyince çocukluğumdan beri aklıma ilk gelen şey, o mis gibi kokan, Kandil simidi gelir. Bugün de Miraç Kandili… Miraç, göğe yükseliştir. Bu mübarek gecede, Allah, Cebrail vasıtasıyla, Peygamberimizi Mescid-i Haram’dan Mescid-i Aksa’ya götürmüş, oradan da göğün bütün tabakalarını geçirerek huzuruna kabul etmiştir. Bu yolculukla ilgili bazı detaylar Kuran-ı Kerim’de “İsra” ve “Necm” gibi bazı surelerde geçmektedir.

Kandil, Hicri takvime göre 300 senesinden sonra kutlanmaya başlamış, Osmanlı döneminde camilerin kandilinin yakılmasıyla da “Kandil” adını almıştır (Ben de neden kandil dendiğini merak ederdim hep). Miraç Kandili’nin en önemli özelliklerinden biri İslam dininin 5 şartından biri olan “Namaz”ın, bu gecenin bir hediyesi olarak gelmesidir. İşte aynen alıntı: “Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselam Rabbinin huzurundan döndükten sonra Hz. Musa ile karşılaştı. Hz. Musa“Allah ümmetine neyi farz kıldı?” diye sorunca, Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselam “50 vakit namaz” buyurdu.

Hz. Musa'nın, “Rabbine dön, azaltması için Rabbinden niyazda bulun, ümmetin buna güç yetiremez” demesi üzerine, Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselam, beş sefer Cenab-ı Hakka niyazda bulundu, her seferinde 10 vakit indi, sonunda beş vakitte karar kıldı.”

Yani önce 50 vakit olan namaza, daha sonra 10 ve en sonunda 5 vakit olarak karar kılınmış. Bu da Allah’ın kullarına yaptığı önemli bir lütuf…

Herkesin Miraç Kandili mübarek olsun…