27 Mayıs 2011 Cuma

12 saat İnternetsizlik nedir bilir misiniz?

Geçenlerde, İnternet bağlantımda aldığım pakete oranla hız seviyesinde bir yavaşlık olduğunu hissettim. Hemen, servis sağlayıcımı aradım. Sağ olsunlar, duruma hemen müdahale ettiler. Oysa ben karşı taraftan gelecek tüm nazlanmalara karşı hazırlamıştım kendimi. Ama “Haklısınız beyefendi, bilmemne kartınızda şu olmuş…” dediklerinde, donakalmışım, tutulmuşum. Zaten bu nedenle “Arızanın giderilmesi ne kadar sürer?” gibi hayati bir soruyu soramadım, basiretim bağlandı.
Aslında ilk bir saat fena geçmedi. Uzun bir süredir elime almadığım kitabımla uzun bir yol aldık. Sonra izlenmek üzere bekleyen filmlerden birine geçtik. Geçtiğimiz yılın Oscar’lı filmine daha yeni sıra geldi anlayın… Sonra eşim geldi, “Internet’te arıza varmış, yapıyorlar” dedim. Suratı ekşidi, “Ne zaman yaparlar?” diye sordu… “Bilmiyorum, bir arayayım sorayım” dedim. Sordum hemen… Hattın öteki ucundaki delikanlı, 24 mü, yoksa 48 saat mi dedi hatırlamıyorum, gözlerim kararmış. Bizim hatunun gözlerinden ateş çıkmaya başladı. Tutturdu, “Benim tarlalar ne olacak?” diye… Hani dışarıdan biri görse, Harran’da dönüm dönüm tarlalarımıza çekirge sürüsü girdi zannedecek. “Hayatım, ortada gerçek mahsul filan yok, onlar oyun…” diyorum. O bana, “Ah yeni ekmiştim onları, bonus alacaktım…” diyor. Internet’im yok diye yuvam yıkılacak, şu işe bakın dostlar…
Yemek yedik ve TV’nin karşısına geçtik. Maşallah, her kanalda bir dizi var. “Hanım” dedim, “Acıklı bir şeyler seyretmeyelim, bak ben ülkemde Yaprak Dökümü’nü izlememiş nadir kişilerden biriyim…” diyorum ama nafile. “Öyle Bir Geçer Zaman Ki” diye dizi izliyoruz ki, ortalık kan revan… Ali Kaptan denen zatın aldığı bedduanın haddi hesabı yok.” İçim bunaldı, iki kere daha aradım çağrı merkezini… “Efendim, arkadaşlar sahadalar, gerekli çalışmaları yapıyorlar.” Hayır, adamlar işlerini aslanlar gibi yapıyorlar, sorun bende…
Arada düşünüyorum, biz İnternet olmadan önce ne yapıyorduk diye. Hah, mesela müzik dinliyorduk. Dizi biterken, bizim hanım buğulu gözlerle çay demlemeye kalktı ki, durum hiç hayra alamet değil. O, pek çay demlemeyi sevmez var bir şey… “Ben akşam Ertuğrul’la görüntülü görüşme yapacaktım” dedi. Tabii siz, bu lafın üzerine bizim hanımı meyve bıçağıyla, 33 yerinden bıçakladığımı düşünebilirsiniz ama Ertuğrul, benim kayınbiraderin neredeyse 1 yaşına gelen tosuncuğu oluyor. Bizim hanım da çiçeği burnunda hala olarak, İzmir’deki yeğeniyle her akşam görüntülü sohbet ediyor. Ertuğrul, ekrandaki görüntüde halasını görünce “Hagaaaa!” diye yıkıyor ortalığı. Çocuk halasını bilgisayar ekranından görmeye öyle alışmış ki, geçtiğimiz günlerde İzmir’i ziyaret ettiğimizde küçük Ertuğrul’a “Halan nerede?” diye sorulduğunda bilgisayar ekranını gösteriyordu.
Telefonla ara diyorum, “Aynısı değil ki…” diyor… “Hmmm, Kutay Viber’ı silmiş, bari Skype yüklesin öyle konuşalım…” diyorum ama bir dünya iş… Ah be ağabeycim, “Yavaş mavaş idare ederdik, keşke arıza bilgisi vermeseydim.” diye hayıflanıyorum. Şu nankörlüğü görüyor musunuz?
Allem, kallem yatıyoruz, gözüm hep modemin ışığında… Gece birkaç kere kalkıp kontrol ediyoruz ama nafile… Sabah yanağıma belli belirsiz bir öpücük konuyor, “Müjde kocacığım, İnternet’imiz gelmiş.” diyor bizim hanım kedi gibi… Aslında İnternet’siz ortamda on kaplan gücündedir ya neyse… Derin bir oh çekiyorum, oturup hemen Google’ı açıyorum, araştıracak çok şey birikti… Ha bu arada evliliğim de kurtuldu… Ama hanımın tarlaları sormayın… “Hanımın Çiftliği”ndeki pamuk hasatından daha kötü…

***

Convergence… Yakınsama… Triple Play… Üçlü oyun… Hatta dörtlü oyun… Tüm bu kavramları çok iyi anlatan yeni bir uygulama ile tanıştım. Daha önce bilgisayarlarımızda kullandığımız Tivibu Web, karşımıza Tivibu Cep olarak çıktı. Apple Store’da bir anda üst sıralara yükselen bu uygulamayı hemen yükledim. Ancak, kullanmak için TTnet CEO’su Tahsin Yılmaz’la görüşmeme kadar beklemem gerekti. Söyleşi sırasında, telefonumu alan Yılmaz, Tivibu Cep’in ayarlarını kendi elleriyle yaptı. Doğrusu bu bana ayrı bir gurur verdi. İlk üç ay bedava kullanacak, daha sonra aylık 5 TL ödeyecekmişim. Bütün kanallar elinizin altında, üstüne bedava filmler, kaçırdığınız diziler… Üstelik canlı yayınları bile 15 dakika geriye sararak izleyebiliyorsunuz. Edge’de biraz kassa da, 3G’de mükemmel sonuç alabiliyorsunuz. Ama bağlantı Wi-Fi ise tadından yenmiyor. Bu arada görüntü iPhone ve iPad ekranında resmen cam gibi… Bence bu üç aylık deneme sürecinden mutlaka yararlanın derim.

Hiç yorum yok: